ORTA ÖĞRETİMDE COĞRAFYA DERSİ, SEÇMELİ DERS STATÜSÜNDE OLMAMALIDIR, ÇÜNKÜ...

COĞRAFYA VATANDIR, COĞRAFYA HAYATTIR.

Coğrafya, insanın doğal ve kültürel çevredeki olayların işleyişini anlamasına yardımcı olur. İnsanların ayağını bastığı, içinde yaşadığı gezegenin; okyanus ve denizlerini, göllerini, nehirlerini, ormanlarını,

topraklarını, mineral kaynaklarını ve iklimini tanımaya ihtiyacı vardır.  

Geçim kaynakları, kültür, yeme-içme-barınma-eğlenme biçimleri, tarım, sanayi, turizm coğrafya ile ilişkilidir. Yaşamın her kesimini ilgilendiren önemli bir akademik alandır bu nedenle tercihe-seçmeli derse sığdırılması sorun yaratır.


Coğrafya dersleri, gençlerin, üzerinde yaşadığımız dünya hakkında gerçekçi bir bakış açısı ve farkındalık geliştirebilmeleri açısından yaşamsal bir önem taşır. Eğer öğrenme, kalıcı ve olumlu yönde bir davranış değişikliği geliştirebilmek demekse, coğrafya derslerinin gençlerin gelişimine esas katkısı, gezegenimizin durumu ve gidişatına ilişkin doğru bilgi edinme ve buna yönelik davranış geliştirebilme şeklinde olacaktır. Daha basit bir anlatım ise neye göre giyineceğiz? Gideceğimiz yola en kestirme nasıl ulaşırız? Mevsimler neyi gerektirir? Neyi karşımıza çıkartır? Yazın tatile neden gideriz? Dağlar alçak alanlara göre neden farklıdır? Coğrafi bölgelerdeki farklılıkların temeli neye dayanır? gibi soruların karşılığını coğrafya eğitimi ve farkındalığı ile bulabiliriz.


Bugünkü çevresel sorunların kaynağı ve ilişkiselliği göz önüne alındığında ancak coğrafya dersleri sayesinde, dünyayı fiziksel olarak tanımak ve bu fiziksel koşullar üzerinde inşa ettiğimiz insan yaşamının farklı boyutlarını anlamak mümkün olabilir. Bu gezegenin bizim evimiz olduğu anlayışını ve bu evde sürdürdüğümüz yaşamın bu gezegene nasıl davrandığımızla birebir ilişkili olduğu fikrini ve bilgisini verecek belki de tek derstir COĞRAFYA. Bu nedenle ilkokuldan itibaren hayat bilgisi derslerinin önemli bir kısmını coğrafya konuları oluşturur.


Tek bir birey ya da aile olarak nasıl ki evimizin bakımını yapıyor ve onun bize sağlayabildiği olanaklar ölçüsünde bir yaşam sürdürebiliyorsak, insanlığın evi olarak Dünya da bu şekilde değerlendirilmelidir. Burada sadece ölçek farklıdır. Bir evde bir aile nasıl bir uyum ve işbirliği içinde yaşıyorsa, evimiz olan Dünya üzerinde de, çevresel sorunların ölçeğine göre, yer yer tüm toplum ya da tüm insanlık olarak işbirliği içinde hareket etmemiz gerektiğini, gençlerimiz ancak coğrafya dersleri yoluyla kavrayabilir.


Bir deprem ya da sel felaketinin aslında, yanlış arazi kullanımı, düşük inşaat kalitesi, uygun olmayan yer seçimleri gibi, çok daha geniş bir ilişkiler ağının sonucunda yaşandığını, bu bağlantılılığı coğrafya dersleri kavratabilir, dolayısıyla daha yaşanabilir bir dünyayı doğru coğrafi bilgi ile inşa edebiliriz.


İklim değişimi gibi tüm insanlığı ilgilendiren ve insan yaşamını tehdit eden gelişmeleri öğrenmek, yine gençlerin ufkunu genişletecek, Dünya’ya daha doğru ve gerçekçi bir pencereden bakmalarını sağlayacaktır. Doğru bilgi, olumsuz gelişmelerin yaratacağı kaygı ve korkulara teslim olmadan, doğru davranışlara evriltilerek, geniş anlamda çevrenin korunması konusunda, onlara eleştirel ve gerçekçi bir bakış kazandıracaktır.


Kaldı ki dünyanın durumuna dair hem fiziki (örneğin doğal afetler) hem beşeri (örneğin bölgesel dengesizlikler) özelliklerin bilinmesi, öncelikle insanın kendi ülkesinden, yakın çevresinden başlamalıdır. Coğrafya, bu yıl ülkemizde etkisini daha  çok hissettiğimiz  orman yangınları, seller ve kuraklıklar gibi aşırı hava ve iklim olayları ile iklim değişikliğinin nedenleri, alansal ve zamansal dağılışını, sonuçları ve etkilerini en iyi anlayan, açıklayabilen bilimlerin başında gelmektedir. Ortaeğitimde bu nedenle vazgeçilmez bir derstir.


Bundan başka, geleceğe ilişkin planlamaları yapanların ağırlıklı olarak fen bilimleri alanından kişiler olması ve şimdiki müfredatta hemen hemen hiç coğrafya dersi görmemeleri, bu konuda temel bir perspektiften yoksun kalmalarına da yol açacaktır. Aslında doğal seyrinde yaşanıp geçecek coğrafi olayların, insanlar açısından bir sorun haline gelmemesi için herkes için temel coğrafi bilgi gereklildir. Coğrafya bilmeyen vatandaş olamayacağı gibi, plancı, mühendis de olmamalıdır. Başka bir anlatımla orta öğretimde coğrafya derslerinin seçmeli olması ve ağırlıklı olarak sözel öğrencilerin coğrafya öğreniminden faydalanması, günümüzü ve geleceği planlayan mühendisler, şehir plancıları gibi fen bilimleri kökenli uzmanların planlama süreçlerini de olumsuz etkilemektedir.


Coğrafya derslerinin azaltılması ve seçmeli hale getirilmesi, gençlerimizin hem ülkemize hem de dünyaya dair entellektüel bilgi düzeylerini düşürecektir. Farklı coğrafi ölçeklerde olmak üzere çevreyi, doğru bir biçimde anlama ve yorumlama, buna uygun davranış geliştirme hakkından mahrum kalacaklardır. Coğrafya dersleri, lise müfredatları için elzemdir ve bu derslerden vazgeçilemez. Coğrafya dersleri seçmeli olamaz, olmamalıdır.

Ege Üniversitesi Coğrafya Bölümü